Single post

Kaygıyı Azaltmak

Kaygıyı Azaltmak İçin 7 Kısayol


Topluluk önünde konuşma yapacağınız zaman bütün gece uyuyamayanlardan mısınız? Ya da bir toplantıda fikrini söylemeden önce karnına ağrı girenlerden mi? Uçak yolculuğunun düşüncesi bile sizi ürkütmeye yetiyor mu? En ufak tartışmada tir tir titreyip sinir krizleri mi geçiriyorsunuz? Bunların çoğuna cevabınız EVET ise karşınızda 7 adımlık aksiyon planınız. Harekete geçmeye hazır mısınız?

1. Beyninizi Suçlayın
Evet, yanlış duymadınız, beyninizi suçlayın. Çünkü beyninizi suçlamak kendinizi suçlamaktan iyidir. Anksiyete yaratan durumlar karşı koyamadığınız bir dizi kimyasal değişim demektir, bunu üreten mekanizma da beyniniz. Yani kişisel bir zaaf değil! Tüm suç beyninizde, sizde değil!

Aksiyon Planı: Endişe seviyeniz yükseldiğinde ”Benimle ilgili yanlış olan bir şey yok. Endişeli olan ben değilim, beynim” gibi cümleleri sık sık tekrarlayın.

2. Sevdiğiniz Biriyle Fiziksel Temas Kurun
Bu kocaman bir sarılma da olabilir, buz gibi olmuş ellerinizi başka bir elle birleştirmek de. Yapılan birçok çalışma insanların sevdikleriyle fiziksel temas yaşadığında stres seviyelerinin düştüğünü gösteriyor, sarılmaktan korkmayın!

Aksiyon Planı: ”Toplantıya ya da sunuma 5 dakika kala sarılacak kimi bulayım?” diyorsanız, sarılmak istediğiniz kişiye attığınız bir mesaj da benzer şekilde sizi rahatlatacaktır.

3. Diyafram Nefesi’ni Hayatınıza Sokun
Diyafram Nefesi’nin öneminin farkına varın. Bu tekniği öğreten birçok video var. Doğru nefes yöntemiyle zihninizin kısa sürede rahatladığını göreceksiniz.

Aksiyon Planı: Toplantılardan önce derin bir diyafram nefesi alın, rahatlayın.

4. Rahatlatıcı Aktiviteler Yapın
Yoga, reiki ve meditasyon bu aktivitelerin başında geliyor, ancak bunları yapamıyorsanız alternatif yollar da var. Mesela diş fırçalamak! Strese girdiğinizi hissettiğiniz anda gidip dişlerinizi fırçalayın, ortam elverişliyse bağıra çağıra şarkı söyleyin, sevdiğiniz bir şarkıyı açın, ya da örgü örün.

Aksiyon Planı: İş yerinde yanınızda diş fırçası ve macunu bulundurmaya başlayın. Dışarıdaysanız endişe seviyeniz yükseldiğinde bir arkadaşınızı arayın. Mesela asansörde varacağınız kata kadar kıvranmak yerine mesaj yazın!

5. Egzersiz Yapın
Egzersizin yaşam kaliteniz üzerindeki önemini asla küçümsemeyin. Her gün yapacağınız küçük egzersizlerle büyük farklar yaratabilirsiniz.

Aksiyon Planı: Her gün mutlaka 20 dakika yürümeye çalışın.

6. Endişelerinizi ”Heyecan” Olarak Kodlayın
Hayat kodlamalardan ibarettir ve bizim neyi nasıl kodladığımız olaylar karşısında ne hissedeceğimizi belirler. Psikologlar endişe duygusunun ardında aslında heyecanın yattığını söyler. Duygularınızı ayrıştırın. Toplum önünde yapacağınız bir konuşma ”korku” değil ”heyecan” vericidir. O yüzden kendi kendinize ”korkuyorum” demek yerine ”heyecanlıyım” diyin.

Aksiyon Planı: Heyecanlı olduğunuzu dile getirmek heyecanınızı azaltacaktır. Hem kendinize hem çevrenizdekilere bu tür durumlarda şu cümleyi kurmaktan korkmayın: ”ÇOK HEYECANLIYIM”.

7. Liste Yapın
Heyecanlı veya endişeli olmadığınız anlarda zor zamanlarınızda kullanacağınız bir liste yapın. Kendinizi endişenin kucağında bulduğunuz anda da bu listeyi çıkarıp okuyun.

Aksiyon Planı: ”Mükemmel olmak zorunda değilim. Her şey kötü giderse bir sonraki sefer daha iyi olması için çalışırım.”
”Daha önce de heyecanlandım ama başardım, bu sefer de heyecanlıyım ve başaracağım.” Listenizi kişiliğinizi göz önünde bulundurarak bu tarz cümlelerden oluşturun.

Aslında endişe ve kaygı veren durumlar bir yandan rahatsızlık verirken bir yandan hayatta kalmamız için gereklidir. Çünkü beynimizde bu anlarda ”savaş ya da kaç” zilleri çalmaya başlar, bu ikilemi bir tarafı seçerek sonlandırırız. Düşünsenize hep ”sakin kal” sinyaliyle yaşadığımız bir hayat çok tekdüze olmaz mıydı? İnsanoğlunun varlığını sürdürebilmesi için savaşmaya da ihtiyacı var. Bu savaşı da ancak beynimize pratik yaptırarak kazanabiliriz.